Saydamlık olarak da ifade edilen şeffaflık, iktisadi anlamda piyasa durumu veya herhangi bir ekonomik olay, gelişme veya düzenleme hakkında, herkesin tam olarak bilgi sahibi olması, hiç bir şeyin gizlenmemesi ve her şeyin açık olması anlamına geliyor.
Piyasa ekonomisinin sağlıklı işlemesi için çok büyük önemi olan şeffaflık, toplumlar üzerinde çok ciddi yıkıcı etkilerde bulunan yolsuzlukların azaltılması için de etkili bir yaklaşımdır. Bu amaçla faaliyet gösteren pek çok uluslararası ve ulusal kuruluş bulunuyor. Bu kuruluşlardan olan Uluslararası Şeffaflık örgütü’nün 2014 yılı yolsuzluk algı endeksinde Türkiye 175 ülke arasında 64. sırada yer alıyor. Bu nedenle ülkemiz riskli ülkeler kategorisinde değerlendiriliyor, uluslararası yatırımlar istenilen seviyede artmıyor, ülkemize ve şirketlerimize yönelik kontroller ve denetimler artıyor, bunlar da iş dünyamız için ilave maliyetlere neden oluyor.
Globalleşmenin ve uluslararası yatırımların hız kazandığı bu dönemde şeffaflık, hem kamu kurumları, hem de özel sektör kuruluşlarının üzerinde en fazla durmaları gereken konuların başında geliyor. Kurumsal anlamda şeffaflık ise, kurumun veya işletmenin ekonomik ve mali durumuyla ilgili her türlü bilginin gizlenmeden ve açık bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmasını ifade ediyor.
Şeffaflık için zihniyet değişimi ve kurumsal yapıların oluşturulması gerekiyor
Bilindiği üzere, son yıllarda önemi giderek artan kurumsal yönetim yaklaşımının dört temel sacayağından birisi de şeffaflıktır. Bir kurumun, kurumsallaşabilmesi için adil, hesap verebilir ve sorumlu olmasının yanı sıra, aynı zamanda şeffaf olması da gerekiyor. Bunun için kurumdaki gelişmeler konusunda kamuoyunun açık, doğru ve zamanında bilgilendirilmesi, yatırımcıların kararlarını etkileyecek konuların gizlenmemesi ve kurum bünyesinde kamuoyunu zamanında bilgilendirecek mekanizmaların oluşturulması önem taşıyor.
Kurumsal şeffaflığın yolu öncelikle zihniyet değişiminden geçiyor. Kurumların yönetim kurulları ve yöneticilerinin şeffaflığın gerekliliğini doğru bir şekilde analiz etmesi, inanması ve içselleştirmesi önemli. Bunun yanı sıra kurumsal şeffaflığın sağlanabilmesi için kurum bünyesinde dürüstlüğü ve yasalara uyumu teşvik eden etik ilkelerin belirlenmesi, etkili bir organizasyon yapısı, görev ve yetki dağılımı,otokontrol ve raporlama mekanizmaları ile açık iletişim kanalları oluşturulması, etkili bir iç denetim faaliyeti yürütülmesi ve kurum bünyesinde şeffaflık kültürünün oluşturulması gerekiyor.
Yapılan düzenlemeler kurumsal şeffaflığı artırmayı hedefliyor
Kurumların şeffaflık düzeylerini yükseltmeyi hedefleyen düzenlemeler tüm dünyada ardı ardına yapılıyor. ülkemizde de yeni Türk Ticaret Kanunu’nun şirketlerin kurumsal yönetim yapılarını güçlendirmeyi hedefleyen ve şeffaflığı ön plana alan bir yapıya sahip olduğunu ifade etmek yanlış olmayacak.
Sermaye şirketlerine internet sitesi kurma ve kamuoyunu aydınlatma zorunluluğunun getirilmesi, ticari sırların dışındaki, şirketi tanıtıcı bilgilerin, mali raporların, denetim raporlarının, pay ve menfaat sahiplerini ilgilendiren diğer önemli bilgilerin internet sitesinde güncel bir şekilde yer alması, şirketlerin finansal tablolarının uluslararası finansal raporlama sistemi ile uyumlu bir şekilde tutulması, bağımsız denetim gibi zorunluluklar bu açıdan oldukça önemli. Bu konularda daha detaylı alt düzenlemeler de yapıldı. Bunun yanı sıra başta SPK ve BDDK gibi düzenleyici kurumların da şeffaflık konusunda önemli düzenlemeler yaptığı görülüyor. Bütün bunlar şirketleri daha şeffaf hale getirmeyi amaçlıyor.
Şeffaf olmak kuruma duyulan güveni artırıyor
Şeffaflık, kurumun faaliyetleri ile ilgili yatırımcıların ve kamuoyunun doğru ve zamanında bilginmesine imkan sağlar, yapılan yatırımları artırır, kuruma duyulan güveni yükseltir, itibar ve değer kazandırır, çeşitli risklerden ve dolandırıcılıklardan korur, piyasadaki rekabet ortamını iyileştirerek tüketicileri korur.
Zaman zaman şeffaflığın ticari sırların rakiplerin eline geçmesine neden olarak rekabette dezavantaja neden olduğu yorumlarıyla karşılaşılabiliyor. Fakat şeffaflık, kurumların tüm gizli bilgilerinin ve ticari sırlarının kamuoyu ile paylaşılması anlamına gelmiyor. Kurumlar bu konuda optimal bir denge sağlayarak şeffaf hale gelebilirler.
Günümüzün globalleşen ve giderek artan rekabet ortamında kurumların ve işletmelerin bu rekabet ortamının bir parçası olmasının yolu şeffaflıktan geçiyor. Şeffaflık uygulamalarını ileriye taşımayı başarabilen kurumlar daha başarılı oluyorlar. Artık kurumlar için kol kırılır yen içinde kalır dönemi bitti. Kurumların bu gelişimi doğru analiz etmeleri, şeffaflığı ve kurumsallaşmayı sağlayacak mekanizmalar oluşturmaları ve şeffaflığı kurum kültürünün en önemli unsurlarından birisi haline getirmeleri büyük önem taşıyor. Bu durum kurumların rekabet güçlerini artıracağı gibi, ülkemizin şeffaflık liginde daha üst sıralara yükselmesine de önemli katkı sağlayacaktır.
Gürdoğan Yurtsever