“Ne iş olsa yaparım” dönemi bitti

Günümüzde iş bulmanın yolu sertifikasyondan geçiyor. Finans ve denetim alanında sertikasız çalışmak imkansız hale geldi. Diğer sektörlerde hızla branşlara göre sertifikası olanlar diger iş arayanlara veya çalışanlara gore avantajlı konuma geçiyor.

Ekonomik geçmişimizde en fazla karşılaşılan gerçeklerden birisi de “Ne iş olsa yaparım abi!” söyleminde vücut bulduğu şekilde bir kişinin birden çok işi yapması. Evet, çok yönlü olmak iyir ama o kadar da değil! Kişinin uzmanı olmadığı konuda yaptığı işlerin beklenen kalitede olamayacağı açık. İnşaat işinden hiç anlamayan kişilerin müteahhit olması ve bu kişilerin yaptığı inşaatların en küçük bir depremde yerle bir olması gibi acı örnekleri bu kapsamda belirtmek mümkün.

Bu nedenle herkesin uzmanı olduğu işi yapması hem toplum, hem de ülke ekonomisi açısından çok önemli. Uzman olmak da “ben uzmanım” demekle olmuyor. Bir işte uzman olabilmenin yolu, o konudaki bilgi ve tecrübeden geçiyor. Fakat artık o da yetmiyor. Bir çok işte çalışabilmek için, çeşitli belge veya sertifikalar ile bu uzmanlığın kanıtlanması gerekiyor. Bu yapılamadığında işe devam edilmesi mümkün olmuyor.

özellikle, finans ve sermaye piyasaları, sigortacılık, muhasebe, bilişim, proje yönetimi, denetim, risk yönetimi gibi uzmanlık gerektiren alanlardan başlayarak, geçmişte okul diploması dışında herhangi bir uzmanlık belgesi olmadan çalışılabilen işlerde sertifika almak zorunlu hale geliyor.

Bunlardan bazıları ulusal nitelikli sertifikalar. Türkiye’de yapılan çeşitli düzenlemeler ile bu sertifikaların alınması zorunlu tutuluyor ve giderek daha fazla alanda bunu görmek mümkün oluyor.

örneğin geçmişte herhangi bir belge aranmadan çalışılabilen hisse senedi, yatırım fonu, gayrimenkul değerleme gibi çeşitli sermaye piyasası işlemleri alanında çalışabilmek için Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) lisanslarını almak gerekiyor. Bu kapsamda günümüzde; çalışılacak konuya göre sermaye piyasası faaliyetleri temel ve ileri düzey, müşteri temciliği, türev araçlar, gayrimenkul değerleme, kredi derecelendirme, kurumsal yönetim derecelendirme, bağımsız denetim ve konut değerleme alanlarında SPK lisans sınavları düzenleniyor. Bu belgeleri almadan belirtilen işlerde çalışabilmek mümkün değil.

Bunların bir kısmı da yasal olarak zorunlu olmamakla birlikte işin gelişimi gereği alınması gereken, uluslararası geçerliliği bulunan ve iş verenlerin personel istihdamında aradığı sertifikalar.

Branş sertifikaları büyük ilgi görüyor

Denetim alanındaki; sertifikalı iç denetçi, sertifikalı finansal hizmetler denetçisi, sertifikalı kamu denetçisi, sertifikalı bilgi sistemleri denetçisi, sertifikalı suistimal inceleme uzmanı gibi sertifikaları bu kapsamda örnek olarak belirtmek mümkün. Bunlar gibi proje yönetimi sertifikası, finansal risk yöneticisi sertifikası gibi pek çok sektörde uluslararası düzeyde geçerliliği bulunan sertifikalara olan ilgi hızla büyüyor.

özellikle bilişim alanındaki sertifika programları büyük ilgi görüyor. örneğin Microsoft, Cisco, Oracle gibi firmaların sertifikasyon programları hayli popüler. Yazılım ve sistem mühendisliği, veritabanı yöneticiliği gibi sertifika programları ile pek çok kişi uzmanlıklarını ortaya koyacak sertifikalara sahip olabiliyor.

Bu sertifikaların pek çoğu ülkemizde yasal bir zorunluluk değil. Bununla birlikte bu sertifikalar, sahip olan kişilerin yetkinliğini gösterdiği için pek çok şirket tarafından işe yerleştirmede önem taşıyor. Bu sertifikalara sahip olan kişilerin dünyanın neresinde olursa olsun mesleğini yapabilecek asgari standart ve mesleki yeterliliğe sahip olduğu kabul ediliyor. Bu sertifikalara sahip olan kişiler rakiplerine göre daha kolay ve daha yüksek ücretle iş bulabiliyorlar.

Sahiplerine ayrıcalık sağlıyor

Bu sertifikalar ile elde edilen unvanların bir çoğunun kişinin adı ve soyadından sonra unvan olarak kullanması olanağı da söz konusu. Bu yönüyle de sertifika sahiplerine değer katıyor ve ayrıcalık sağlıyor.

Bununla birlikte bu sertifikalara sahip olmanın göründüğü kadar kolay olmadığını belirtmek gerekiyor. çok esaslı hazırlık yapmak, eğitimlere katılmak ve yapılan çok kademeli sınavlarda başarılı olmak gerekiyor. Ayrıca, bu unvanları hayat boyu taşımak için de şartlar var. Bunun için belirli sürelerle mesleki gelişimin sürdüğünü ispat etmek gerekiyor. örneğin 2 yılda bir sertifikayı veren kurumun açtığı eğitimlere katılmak bu yöntemlerden birisi. Eğitim, seminer, konferans gibi çeşitli etkinliklere katılarak öngörülen krediyi sağlamak ve bunu belgeleriyle kanıtlamak da sıkça karşılaşılan başka bir yöntem.

Şirketler açısından çok avantajlı

Sertifikalı çalışanlar şirketler açısından da önemli avantajlar sağlıyor. İşverenler uzman çalışana daha kolay ve ücretsiz ulaşabiliyor. Yetkinliği ispatlı bu kişilerle çalışmak şirketlerin karşılaşabilecekleri çeşitli riskleri azaltıyor, daha verimli ve karlı sonuçlar elde etmelerine imkan sağlıyor. Bu nedenle giderek daha fazla iş ilanında sertifika koşulunun arandığı görülüyor.

Geçmişte yerel düzeydeki işlerin giderek küresel boyuta genişlemesinin sonucu olarak, bu işleri yapacak çalışanların da mesleki uzmanlıkların sertifikalar ile kanıtlanması ihtiyacı sertifikasyonu gerekli hale getirdi. Günümüzün rekabetçi ortamında, yapılan işin standartlarına göre yapılması ve kalitesinin artması için sertifikasyon, olmazsa olmaz bir hale dönüşüyor.

Sertifikasız iş kalmayacak

Bugün işi olmayan ve ehliyeti bulunan herkesin yapabildiği taksiciliğin bile gelecekte sertifika olmadan yapılamamasına şaşmamak gerek. Kişiye özel işten, işe özel kişiye doğru yaşanan bu değişim sürecinde gelecekte sertifika almadan nitelikli bir işe girmek ve ilerlemek mümkün olmayacak. Bu nedenle herhangi bir işte çalışmak isteyen kişilerin öncelikle o işin sertifikasyon gerekliliklerini çok iyi öğrenmesi ve buna göre hazırlık yaparak gerekli sertifikaları alması, kariyerleri açısından en doğru seçenek olacak.

Gürdoğan YURTSEVER

Bu yazı Genel kategorisine gönderilmiş ve , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.