Ödeme hizmetlerinde yeni dönem başladı

Finansal teknolojilerdeki hızlı değişim sürüyor. Bu konuda her geçen gün yeni teknolojik çözümler ile karşılaşıyoruz. Finansal teknolojilerin en hızlı geliştiği alanların başında da ödeme hizmetleri geliyor. Bu alandaki yenilikler baş döndürücü hızla sürüyor.

Bu yenilikler ödeme hizmetlerinin daha hızlı, verimli ve daha düşük maliyetle yapılmasını mümkün kılıyor. Bu nedenle ödeme hizmetleri alanındaki mevzuat düzenlemelerinin de bu hızlı değişimi yakalaması önem taşıyor.

Ülkemizde 2013 yılında yürürlüğe giren 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ödeme hizmetleri alanında önemli bir dönüm noktası olmuştu. Kanun ile ödeme sistemi, menkul kıymet mutabakat sistemi, ödeme hizmeti sağlayıcısı, ödeme kuruluşu ve elektronik para kuruluşu gibi alanlarda önemli düzenlemeler yapılmıştı.

BANKA HESAPLARI ARTIK BANKALARA DEĞİL MÜŞTERİLERE AİT

Kanun ile ödeme sistemleri konusundaki yetki TCMB’de iken ödeme kuruluşları ve elektronik para kuruluşları konusundaki yetki ise BDDK’da kalmıştı. Bu kapsamda ödeme sistemi kurmak ve işletmek için TCMB’den lisans alınması gerekirken, ödeme kuruluşları ve elektronik para kuruluşlarının ise BDDK’dan lisans alması gerekiyordu.

Bu kapsamda bu kuruluşlar tarafından birçok lisans verildi, ödeme kuruluşu ve elektronik para kuruluşu kuruldu. Bu kuruluşlar tarafından geliştirilen birçok yenilik hayatımıza girdi.

Fakat bu süreçte ödeme hizmetleri alanındaki teknolojik yenilikler hızla devam etti. Ayrıca özellikle Avrupa Birliği düzeyinde önemli mevzuat değişikliği yaşandı. Avrupa Birliği’nin ödeme hizmetlerine ilişkin 2018 yılındaki ödeme hizmetleri 2 direktifi (Payment Services Directive-PSD2) ile müşterilerin izinleri kapsamında ödemelerde üçüncü partiler tarafından geliştirilen hizmetlerin kullanılabilmesi ve bunlar üzerinden ödemeler yapılabilmesi imkanı getirildi.

Eylül 2019’da yürürlüğe giren bu direktif ile bir anlamda müşteri hesapları artık bankalara ait olmaktan çıktı, hesabın asıl sahibi olan müşterilere ait hale geldi.

BDDK’NIN YETKİLERİ TCMB’YE DEVREDİLDİ

Avrupa Birliği Ödeme Hizmetleri Direktifi 2 ile açık bankacılık (open banking) uygulamaları ile müşteri hesabına kimin erişebileceğine karar vermeye başladı. Buna izin verirken erişilebilecek bilgileri de kısıtlayabiliyor. Müşterinin izin verdiği üçüncü parti şirketler bu bilgileri müşterinin izin verdiği kapsamda kullanabiliyor.

Böylece bu düzenleme tüketicilere seçme özgürlüğü vererek, ödeme hizmetlerinin demokratikleşmesi ve serbestleşmesinin kapısını araladı. Bütün bu teknolojik ve mevzuatsal değişiklikler ülkemizdeki ödeme hizmetleri kanununda da değişiklik ihtiyacını ortaya çıkardı.

Bu kapsamda ödeme sistemleri ve hizmetleri kanununda 2019 Kasım ayında değişiklikler yapıldı ve bu değişiklikler 2020 yılı başından itibaren yürürlüğe girdi. Bu şekilde ödeme alanında çok önemli değişiklikler yapıldı. Bunlardan birisi bu alandaki otoritenin teke indirilmesi oldu.

Yapılan değişiklik ile daha önce TCMB ile BDDK arasında paylaşılan ikili düzenleme ve kontrol mekanizmasının neden olduğu olumsuzlukların da önlenmesi amacıyla BDDK’nın bu alandaki düzenleme ve denetleme yetkileri TCMB’ye devredildi. Bu şekilde TCMB ödemeler alanında tek yetkili otorite haline geldi.

AÇIK BANKACILIK BAŞLIYOR

Yapılan kanun değişikliği ile Avrupa Birliği ödeme direktifi PSD2 ile uyum sağlanarak açık bankacılığın önünü açacak hükümlere yer verildi. Bu kapsamda TCMB’ye bir ödeme hizmeti sağlayıcısındaki verilerin ödeme hizmeti başlatma ve hesap bilgisi sağlama faaliyetleri kapsamında başka bir ödeme hizmeti sağlayıcısı ile paylaşılmasına ilişkin her türlü usul ve esası belirleme yetkisi de verildi. Bu konudaki kurallar TCMB tarafından belirlenecek ve alt düzenlemeler yapılacak.

Bu şekilde kullanıcının izni doğrultusunda başka bir ödeme hizmeti sağlayıcısındaki ödeme emrinin diğer ödeme kuruluşu tarafından yerine getirilmesi veya tek bir uygulama üzerinden müşterinin bütün kuruluşlardaki bilgilerine ulaşabilmesi gibi açık bankacılık uygulamaları ülkemizde de başlayacak.

Bu kanun değişikliği ile hayatımıza giren açık bankacılık uygulamalarının etkilerini yakın gelecekte yoğun bir şekilde yaşıyor olacağız. Bu şekilde ülkemizdeki finansal teknoloji (FinTech) alanındaki gelişimin hızlanması bekleniyor.

ÖDEME VE ELEKTRONİK PARA KURULUŞLARI BİRLİĞİ KURULACAK

Kanun ile getirilen bir diğer önemli yenilik de tüzel kişiliği haiz ve kamu kurumu niteliğinde Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşları Birliği’nin kurulması oldu. Ödeme kuruluşları ve elektronik para kuruluşlarının faaliyet izni aldıktan itibaren bir ay içinde üye olmak için kurulacak olan bu birliğe başvurmaları gerekiyor.

Birliğin, üye kuruluşların ortak ihtiyaçlarının karşılanması, ortak projeler ile işbirliğinin geliştirilmesi, mesleğin ve meslek mensuplarının gelişimi, üyeler arasında haksız rekabetin önlenmesi gibi görevleri olacak. Bu birliğin sektörün daha sağlıklı gelişmesi için önemli bir rol üstleneceğini ifade etmek yanlış olmayacak.

Finansal teknolojilerdeki ve özellikle ödeme sistemlerindeki teknolojik gelişim hızla devam ediyor. Bu alandaki mevzuat düzenlemelerinin bu hızlı değişimi yakalaması büyük önem taşıyor. Ödeme sistemlerinin kesintisiz çalışmasının garanti altına alınması hem fiyat istikrarı hem de finansal istikrarın ayrılmaz bir parçası haline geldi.

Ödeme sistemleri ve hizmetleri kanununda yapılan son değişiklik bu açıdan çok önemli yenilikleri de beraberinde getirdi ve yeni bir dönemi başlattı. Bu şekilde bir anlamda teknolojik gelişim ile mevzuat uyumu sağlanmış oldu. Bu nedenle mevzuat değişikliklerinin teknolojik değişimi yakalayacak hızda yapılmasına her alanda önem verilmesi, ülkemizin bu değişimi yakalaması için büyük önem taşıyor.

Gürdoğan Yurtsever

Turcomoney Dergisi’nin Şubat 2020 sayısında yayımlanmıştır.

Bu yazı Genel kategorisine gönderilmiş ve , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.